Fransa’da birkaç yıldır, toprak hakkı siyasi tartışmaların merkezinde yer almakta ve sağ, bunu kısıtlama niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle Mayotte‘u hedefleyen öneriler çıkmakta; burada yaşam koşulları zor ve sosyal gerginlikler, göç tartışmalarını beslemektedir. Sağ, Éric Ciotti gibi figürlerin önderliğinde, bu kısıtlamaların anakara‘ya genişletilmesini planlamakta ve vatandaşlık edinim sisteminin reform gerektirdiğini savunmaktadır. Yasama önlemleri ve anayasa değişikliğini birleştiren bu strateji, göç akışlarının sıkı kontrolü konusunda daha geniş bir dinamiğin parçasıdır; bu konu kamuoyunu ve siyasi aktörleri bölmeye devam etmektedir.
Göç etrafındaki tartışmalar Fransa’da önemli bir boyut kazanmakta; özellikle sağ, toprak hakkını kısıtlama hedefleriyle bu konuyu gündeme getirmektedir. Tartışmalı bu proje, Mayotte‘u hedef alarak, her iki ebeveynin de bir yıl boyunca düzenli ve kesintisiz ikamet şartıyla Fransız vatandaşlığına erişimi koşulunu getirmeyi öngörmektedir. Éric Ciotti gibi siyasi figürlerden ilham alan sağ, bu önlemleri kıta üzerindeki bölgelere de genişletmeyi ummakta; burada göç konusundaki politik gerginlikler daha da artmaktadır. Belirtilen hedef, “kitlesel göçü” engellemek ve bunu gerçekleştirmek için Anayasa’yı gözden geçirmektir.
Sağın, Mayotte’te toprak hakkını kısıtlama hedefleri
Mayotte’te göç meselesi özellikle aciliyet arz etmektedir. Sağ, daha katı değerlerle hizalanmayı hedefleyerek bu departmanda toprak hakkını yeniden tanımlama gereğini ortaya koymuştur. Cumhuriyetçi sağın vatandaşlığı düzenli ve sürekli bir ikamet şartına bağlama önerisi, onun kontrolsüz göçmen girişini engellemeyi amaçlamaktadır. Ulusal kimlik ve vatandaşlık edinme kriterleri üzerindeki bu tartışma, yalnızca katı politikaların yerel sosyal ve ekonomik dengeyi koruyabileceği fikrine dayanmaktadır.
Sağın, anakarada toprak hakkını kısıtlama projesi
Anakara üzerinde göç etrafındaki gerginlik artmaktadır. Cumhuriyetçiler tarafından sunulan yasa tasarısı, Mayotte için düşünülen benzer bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu tasarı, özellikle yabancı ebeveynlerden doğan çocuklara otomatik vatandaşlık verilmesinin reddi konusunda anayasanın reformunu önermektedir. Temel fikir, seçici ve kontrol altındaki bir göçmenlik sistemidir. Bu ulusal motoru kullanarak, gerçek anlamda Fransız olmanın ne demek olduğu üzerine tartışmayı yeniden merkezileştirmek ve ulusal birliği pekiştirmek hedeflenmektedir.
Siyasi etkiler ve karşı saldırılar
Sağın önerileri, çeşitli siyasi yankılar yaratmıştır. Bazı siyasi gruplar bunu gerekli bir düzenleme olarak görürken, diğerleri aşırı hareketlerle benzeşen bir göç politikası tehlikesi konusunda endişe duymaktadır. Fransız paradoksu burada şekillenmektedir: Göçü suçlayan bir toplum, genel olarak azınlıklara karşı hoşgörülü durmaktadır. Ancak sağ, bu sert duruşlarını sergileyerek göç ve güvenlik arasında doğrudan bir bağlantı kuran kamuoyu duygusundan yararlanmayı hedeflemektedir.
Thank you!
We will contact you soon.